
TÜKETİM ÇILGINLIĞI
12 Aralık 2022 - 16:25Haber Giriş Tarihi: 12 Aralık 2022 – 16:25
Haber Güncellenme Tarihi: 12 Aralık 2022 – 16:26
Değerli okurlarım,
Bugün sizlerle Tüketim çılgınlığı hakkında konuşmak istiyorum.
Tüketim çılgınlığı bize kapitalizmin bir dayatmasıdır.
Kapitalizm diyor ki; Her şeyin bir bedeli var ve sende o güzel paracıklar varsa, alırız. Hepsini alırız.
Kapitalizm para harcama özgürlüğüdür.
Her şeyi satın alabilirsin… Hayallerini. Yaşam amacını.
Para harcamak mutluluk sebebidir. Garip değil mi?
Asıl mantıklı olan para kazanmak olmalıydı.
İnsanlar dokunduğu şeyleri daha çok sever. O sebepten dolayı İnsanların paraya dokunmasını kaldırdılar.
Gerçek kâğıt, mıncırılası paranın, bankalardaki rakamlara oranı %15 civarı. Her şey rakam oldu. Sadece el değiştiren sayılar. Sayıların değişimi değil de, o rakamlarla aldığın şeyler, dokunduğun şeyler seni mutlu ediyor.
Çünkü; parana dokunamıyorsun. İnsan dokunduğu şeyleri daha çok sever. Örneğin; elbise, mobilya, telefon, pizza, döner… gibi tüm bunların ortak özelliği, onlara dokunabilmen.
Demek ki insan dokunduğunu seviyor. O yüzdende sayılardan oluşan ve kredi kartının içinde saklı duran parasını, dokunabileceği ayakkabılar ve elektronik aletler ile değiştiriliyor.
Kapitalizm de işte buna bayılıyor.
Yenisini al… yenisini…
Asıl mesele burada başlıyor.
Bir şeyin yenisini almak için elindeki ne zaman eskidi ve bunun eski olduğunu kim söylüyor?
Fabrikalar 24 saat çalışarak yeni akıllı telefonlar üretiyor. Milyonlarca hem de. Peki herkesin telefonu varsa, ki var. Yenisi niye alınsın?
Telefonun gayet güzel çalışıyor. Çökmüyor, donmuyor, fotoğraf da çekiyor. O zaman kapitalizm diyor ki: Yenisi daha havalı. Ünlüler de bunu kullanıyor, bak yan komşun da almış. Şimdi senin telefonun onlarınkine göre eski oldu. Yani elindeki telefon, sana göre ve bütçene göre eskimedi, hatta çizik bile yok. Ama kapitalizme göre eskidi.
Yenisini al …
Al yenisini…
Bu daha havalı…
Senin neyin eksik diğerlerinden?
Bir dilim baklava yersen güzel. Peki 30 dilim yersen? Bir yerden sonra artık bünye arzulamaz. Doyum noktasından sonra sıkılır. Buda senin ondan sıkılman demektir.
Para verdiğin şey de bir süre sonra eğlenceli, ilginç ve yeniliğini kafanda yitiriyor. Burada devreye kapitalizm giriyor. Kapitalizmin en sevdiği şey. Bu düşünceye bayılıyor.
İşte seni her defasında para harcamak için vicdanen rahatlatan sisteme kapitalizm diyoruz.
Bu kapitalist düzenin bir parçası olan sen de her seferinde ‘’ ama artık bu benim hakkım değil mi’’? diye bahane bulmaya devam edeceksin.
Hafta içi çalışıp hafta sonu tatil yapıyorsun. Hafta sonları dinlenesin diye değil, sistemden aldıklarını geri veresin diye tatil veriyorlar.
Michael Moore kapitalizmi bakın nasıl tarif etmiş;
Kapitalizm, birkaç kişinin çok iyi iş yapacağı ve geri kalanının da birkaçına hizmet edeceği anlamına gelir.
Bende diyorum ki;
Tüketim çılgınlığı; insanın kendini unutan ve unutturan eseridir.
Şunu satın almak, bunu başarmak, yeni bir deneyimden geçmek gibi hedeflerimiz var. Hedef ve amaçlarımız yüzünden, hayatı yaşamak yerine tüketiyoruz.
Hayatla yekvücut değiliz artık.
Değerli okurlarım,
Yeni bir tüketici ahlakı oluşturuldu;
Evin varsa saygınsın!
Araban varsa saygınsın!
Kredi kartın varsa saygınsın!
Mevkiin varsa saygınsın!
Cep telefonun markası kadar saygınsın!
Giydiğin elbisenin markası kadar saygınsın!
Tüketim – marka çılgınlığı toplumumuzu derinden etkiledi.
Mücahit- Müteahhit oldu.
‘’Tek lokma -tek hırka ‘’anlayışı lüks yaşama dönüştü.
‘’ Tüketin ha tüketin’’ yarışı kutsandı. Tüketim çılgınlığı alkışlandı.
Aslında tüketimde belirleyici olan kendisi değil, kapitalizmdir.
Arzı da talebi de kapitalizm belirliyor. İnsan bu vahşi kapitalizmin çarkları arasında tükenirken, bizatihi kendisi de tükendi.
Değerli okurlarım,
Türkiye de aşırı yaygın anlaşılmaz gösteriş ve şekilcilik, tarif edilemez bir sefalete yol açtı.
Tüketim çılgınlığı kanserdir, vebadır, hastalıktır, bizlerin bir an önce bu hastalıktan kurtulmamız gerekiyor.
İnsanın, insana değer verdiği, güzel bir dünya dileğiyle…
Hepinizi Sevgi – Saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
Bir başka köşe yazımda buluşmak dileğiyle…
Hoşça-kalın
Sevgiyle – kalın
Eğitimci- Yazar Soner Atabek
Günümüz problerine ayna tutan , insanların sürüklendiği vahim durum gayet akıcı bir dille kaleme alınmış, elinize sağlık….
Ağzına yüreğine sağlık her zamanki gibi mükemmel bir eser ortaya koymuşsun Başarılarının devamını dilerim
Soner hocam yine toplumumuza biçilmek istenen bir konuda bizleri bilgilendirmişsin kalemine sağlık..Asıl meselenin bu tüketim toplumundan üretim toplumuna nasıl geçeceğidir.(buda Eğitimle olur kanısındayım)
Tek kullanımlık eşyalar inşallah insanlara kadar inmez !!! diyor saygılar sunuyorum
Soner hocam yine toplumumuza biçilmek istenen bir konuda bizleri bilgilendirmişsin kalemine sağlık..Asıl meselenin bu tüketim toplumundan üretim toplumuna nasıl geçeceğidir.(buda Eğitimle olur kanısındayım)
Tek kullanımlık eşyalar inşallah insanlara kadar inmez !!! diyor saygılar sunuyorum
Tüketim çılgınlığı korkunç bir şey gerçekten, ihtiyacın yoksa alma kardeşim o olmadan hayatını idame ettirebiliyorsan gerekli değil demekki.
Tüketim çılgınlığı korkunç bir şey gerçekten, ihtiyacın yoksa alma kardeşim o olmadan hayatını idame ettirebiliyorsan gerekli değil demekki. Ağzınıza yüreğinize kaleminize sağlık Başkanım.
Güzel bir yazı olmuş eline sağlık kardeşim
Günümüzün vebası hemen hemen hepimizin yaptığı şeyler kaleminize sağlık
Soner Başkan: “Benim neyim eksik ” onlardan diye bir kalıp oluşturup bizi çılgınca alışverişe iten sistem demekki “Kapitalist” bir sistemmiş Böyle önemli konulara yer veren başkan Soner Atabek ‘i canı gönülden kutluyorum. İyiki varsın başkanım. Kalemine, yüreğine sağlık.
Korkunç ama gerçek… Sayın yazar Soner bey kaleminize sağlık.
Paranın değerini birazcık da insanın yaşadığı hayat biçimi belirler. Savurganlık veya fuzuli harcamalar yüzünden gösteriş tabi ki de kaçınılmaz oluyor ve bunların sonucunda insanlar at yarışına girmişler gibi birbirleriyle kıyas haline giriyor ve olması gereken durumdan doğal olarak uzaklaşmış oluyoruz. Durum vahim ama umarım daha da vahim olmaz..
Değerli başkanım, kıymetli ağabeyim önemli bir konuya parmak bakmışsınız. Güzel aydınlatıcı bir yazı olmuş. Teşekkürler… Elinize, yüreğinize, kaleminize sağlık.
Çok haklısın Soner başkan bunun çözümü gayet basit insan doyumu bilmeli
İnsanımızın yaşadığı bu coğrafyada başına ne geliyorsa bilgisizlikten geliyor, tüketim çılgınlığı da bunlardan biri. Bizim bilmeyerek yada farkında olmadan yaptığımız bir hatayı böyle güzel bir uslüple anlatan yazar Soner Atabek’e teşekkürü bir borç bilirim.
Böyle değerli yazarları köşesine taşıdığı için kios tv de fazlasıyla alkışı hakediyor..
Tüketim çılgınlığı çağımızın hastalıklarından biri. Yazarımız yine insanlığın önemli bir sorununa değinmiş. İnsanın nefsinde bulunan hırs, haset, kıskançlık ve açgözlülük gibi özellikler kapitalizm tarafından ustaca kullanılarak toplumlar tüketme yarışı içerisine sokuldu. Gelişmekte olan toplumlarda biri olan ülkemiz de bu yarıştan nasibini aldı. İnsanlık değerlerinin manevi yönü unutularak maddiyata endeksli bir hayata sürüklendik. Bu döngüden kurtulmak oldukça zor. Bunun için herkes kendi farkındalığını oluşturmalı. Bu farkındalığı çevresine ve çocuklarına da aktarmalı. Üretimin, emeğin alın terinin değerli olduğu günler ancak o zaman gelebilir. Yazarı yazısından dolayı kutluyorum.
Yazılarınızda toplumsal gerçeklerimize değindidiginiz için teşekkürler. Çok güzel bir yazı olmuş. Bu yazının üzerine ancak teşekkür yorumu yapılır. Teşekkürler
Mükemmel bir yazı olmuş kalemine sağlık hocam